Dinler | Konular | Kitaplar

RADİKAL SİYONİZM VE İSRAİL

Hep tarihten ders çıkarmamız gerektiğini söyleriz. Geçmişte yaşanmış olaylar, bugünkülere ışık tutacaktır, doğruyu gösterecektir. Bütün bunlar doğru yaklaşımlardır. Hele geçmişteki olayların "iç yüzünü" anlamak, günümüzdekilerin de sahip olabilecekleri benzer "iç yüz"leri fark edebilmek açısından oldukça önemlidir. Bu yüzden, bugün Ortadoğu'nun başını ağrıtan sorunlara biraz da tarih perspektifinden bakmak gerekir. Mirasını koruduğumuz Osmanlı'nın nasıl yıkıldığını, daha sonra bölgede nelerin olduğunu, Ortadoğu'da kimlerin ne tür işler "tezgahladıklarını" görmek, son derece önemlidir. O zaman bugün bölgede bir türlü köklü çözümler getirilemeyen sorunlara daha sağlıklı bakabiliriz.

Bu bölümde pek çok soruna ışık tutacak bir konu ele alındı: İsrail'in tarihi. İsrail'in nasıl kurulduğu, bölgedeki istikrarın nasıl bozulduğu, kurulduktan sonra neler olduğu, savaşlar, provokasyonlar ve kukla liderler.

Radikal Siyonizmin Vaat Edilmiş Toprakları

Siyonizm, sanıldığının aksine 19. yüzyılın sonlarında gündeme gelmiş bir fikir değildir. Muharref Tevrat'ta "Dünya Krallığı"nın merkezi haline gelecek bir Yahudi Devleti'nin kurulacağından bahsedilir. Dolayısıyla Siyonizmin tarihi Tevrat kadar eskidir. Siyonizmin vazgeçilmez hedefi olan bu devletin sınırları Tevrat'ta şöyle tarif ediliyor

"Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan'dan ırmaktan, Fırat Irmağı'ndan Garp Denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah'ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır." (Tekvin Bölümü, 12/25)

Yahudiler kendilerine vadedildiğine inandıkları bu topraklara kavuşmak amacıyla, ilk resmi adımı 29 Ağustos 1897'de Basel'de I. Siyonist Kongresi'ni düzenleyerek attılar. Theodor

Herzl, başkanlığını yaptığı bu kongrede kuracakları Yahudi Devleti'nin sınırlarını şöyle açıklıyordu:

"Kuzey sınırlarımız Kapadokya'daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı'na; sloganımız Davud ve Süleyman'ın Filistin'i olacaktır." (The Complete Diaries of Theodor Herzl, Theodor Herzl, cilt 2, sf.711)

Herzl, bütün dünya Yahudilerinin vereceği destekten emin olarak, kongrede şunları da söylemişti:

"Basel'de ben Yahudi Devleti'ni kurdum. Eğer bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat beş sene içinde veya elli sene sonra herkes bunu böyle bilecektir." (The Complete Diaries of Theodor Herzl, Theodor Herzl, cilt 2, sf.581)

Gerçekten de İsrail, Herzl'in söylediği bu sözden 50 sene sonra kuruldu. Herzl'in söylediğinin bu kadar isabetle gerçekleşmesinin nedeni neydi? İleri görüşlülük konusundaki büyük yeteneği mi? Yoksa İsrail kurulana kadar uygulanan Siyonist planın ilk bölümünün, büyük bir örgütlenme sayesinde, her adımı hesaplanarak sonuca ulaştırılması mı?

Filistin'de kurulan İsrail Devleti de Siyonistleri tam anlamıyla tatmin etmemiş, daima Muharref Tevrat'ta vadedilen toprakların tamamının ele geçirilmesi hedeflenmiştir. Theodor Herzl Kutsal Toprakları açıkladıktan 88 yıl sonra, İsrail ordusunun komutanı Moshe Dayan, mevcut Yahudi Devleti'nin sınırlarını yeterli bulmayacak ve şunları söyleyecekti:

"Eğer Kitab-ı Mukaddes'e sahip çıkıyorsak, eğer kendimizi Kitab-ı Mukaddes'te yazılı olan halktan sayıyorsak, Kitabın yazdığı topraklara da sahip olmamız gerekir. 'Hakimlerin, patriklerin, Kudüs'ün, Hebron'un, Jeriko'nun ve daha pek çok yerlerin toprakları..." (Jerusalem Post, 10 Ağustos 1967)

İsrail Devleti'nin Filistin toprakları Siyonizmin ilk hedefiydi. İlk Siyonist Kongresi'nin yapıldığı dönemde, bu topraklar Osmanlı Devleti'nin elinde bulunuyordu. Bu nedenle Yahudi liderlerin ilk işi, Filistin'i Osmanlı'dan koparmak üzere çalışmaya başlamak oldu. Theodor Herzl bu amaçla birçok defa İstanbul'a geldi.

Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu ekonomik bunalımdan faydalanarak Filistin'i satın almaya çalıştı. Böylece Yahudi Devleti yeniden kurulabilecekti.

"Theodor Herzl İstanbul'a da gelmiş, Sultan II. Abdülhamit'le görüşmek için çok uğraşmıştır. Bu adam bütün Osmanlı borçları karşılığında Filistin'de bir yer istemiş ve şu cevabı almıştır: 'Bu yerler bana ait değil milletime aittir. Bu yerlerin her karış toprağı için şehit verilmiştir. 93 Harbi'nde Orduy-u Humayun'umun Filistin Alayı'nın askerleri, bir tanesi dönmemek üzere şehit olmuşlardır. Ben canlı vücud üzerinde paylaştırma yapamam. Filistin'e ancak cesetlerimiz üzerinden girilebilir. Böyle bir teklif yapan bir adam, bir adım daha atmasın ve memleketi terk etsin'." (The Sampson's Option, Seymour M. Hersh, sf.119)

Parayla toprak satın alma girişimleri, Abdülhamit'in kararlı tutumuyla sonuçsuz kalınca, Siyonist hareket, Osmanlı'yı yıkmak için yoğun bir faaliyet başlattı. Herzl bu durumu kendi sözleriyle şöyle açıklıyordu:

"Siyonizmin amaçlarına ulaşabilmesi için Osmanlı'nın dağılmasını beklemeliyiz." (The Complete Diaries Theodor Herzl, Theodor Herzl, cilt I, sf.374)

Siyonistlerin Jön Türkler ve İttihat Terakki ile İlişkileri

Tabii bu son derece "aktif" bir bekleyiş oldu. Siyonistler, İsrail Devleti'ne izin vermeyen Abdülhamit'i kesin olarak saf dışı bırakmaya karar vermişlerdi. Planlarının ancak bu şekilde gerçekleşebileceğini düşünüyorlardı. Bunun için de sadece dışarıdan yapılacak bir müdahalenin yeterli olmayacağı da ortadaydı. Dolayısıyla Abdülhamit karşıtı, bir iç muhalefet grubuyla iş birliği yapmak gerekiyordu. Yahudi liderler bu noktadan hareketle, Jön Türklerle iş birliği yapmaya karar verdiler. Siyonist lider Theodor Herzl bu tarihi kararı şöyle dile getiriyor:

"Bir tek plan aklıma geliyor. Sultan'a karşı bir kampanya açmalı, bu iş için de sürgün edilmiş prensler ve Jön Türklerle temas kurmalı." (Complete Diaries of Theodor Herzl, Theodor Herzl, cilt I, sf.374)

Jön Türkler ve daha sonra da İttihat Terakki hareketiyle kurulan sıkı ilişkiler sonucunda Osmanlı İmparatorluğu kısa sürede çökertildi. Bu konu hakkında yapılan önemli yorumlar vardı:

"Birçok Avrupalı yazar, Jön Türk hareketini ve İttihatçıları, Yahudilerin, dönmelerin ve gizli Yahudilerin elinde oyuncak olan bir Yahudi-mason komplosu olarak nitelemiştir." (Young Turcs, Freemasons and Jews, Eli Kedourie, sf.89)

1908 Jön Türk İhtilali öncesinde, Avrupalı Siyonist Yahudiler, Osmanlı vatandaşı olan Yahudilerin Siyonizme hizmet etmeleri için uğraşmışlar, bu iş için üs olarak da çok sayıda Yahudinin yaşadığı Selanik'i seçmişlerdi. Burada çalışmalar yapan Siyonistler kısa zamanda kendilerine birçok Yahudi taraftar buldular. Siyonizm için çalışan her Yahudi bir kazanç olarak görülüyordu.

"Fakat en büyük kazanç Jön Türklerin içinde ünlü bir sima ve Osmanlı Parlamentosu'nda Selanik mebusu olan Emanuel Karosso oldu." (Germany, Turkey and Zionism 1897-1918, Isaiah Friedman, sf.143)

Selanik Yahudilerinin görevi olan Jön Türklere Siyonizmi benimsettirme çabaları, özellikle Emanuel Karasso, Nissim Mazliyah ve Nissim Russo adlı Yahudiler tarafından yürütülüyordu.

"Karasso, Mazliyah ve Russo'nun görevi, Türk politikacıları Siyonizmden çekinmenin gereksiz olduğuna inandırmak, onları davalarına kazandırmaktı." (Germany, Turkey and Zionism 1897-1918, Isaiah Friedman)

"Yahudi Nissim Mazliyah masondu." (Türkiye'de Masonlar ve Masonluk, İlhami Soysal, sf.6)

"Yahudi Nissim Mazliyah yıllarca Osmanlı Meclisinde İzmir milletvekili olarak faaliyet göstermiştir. İttihat ve Terakki üyelerinin Siyonizme kazandırılmasında önemli görevler üstlenmiştir. 'İttihat ve Terakki gazetesinde yazıları yayımlanmıştır." (Türkler ve Yahudiler, Avram Galante, sf.91)

Siyonizm sempatizanı olan Yahudiler de, Jön Türklere Abdülhamit karşıtı mücadelelerinde ellerinden gelen desteği veriyorlardı. Nissim Russo Jön Türklerle sıkı ilişkiler içerisindeydi.

Halkı 1908 İhtilali'ne dahil edebilmek için duvarlara ilanlar yapıştırmış, ihtilal sabahı kahve kahve dolaşarak attığı nutuklarla halkı isyana katılmaya çağırmıştı. Aynı akşam ihtilalcilerin isteklerini padişaha tebliğ etmek üzere saraya giden heyetin de sözcüsüydü. II. Meşrutiyet sonrası kurulan Siyonist cemiyetinin ilk üyelerindendi.

''Bir başka Yahudi 'iş birlikçi' Rafael Benuziyar, Selanik'te eczacıydı. Eczanesi Jön Türklerin buluşma yeri idi. Bundan başka İdare-i Hamidiye'ce şüphe altında bulunan Jön Türklerin haberleşmesi Benuziyar vasıtasıyla sağlanırdı. Benuziyar 22 Temmuz 1908 senesi akşamı, yani Meşrutiyetin ilan edileceği günün öncesi, Selanik duvarlarına bildiri yapıştıranlardan ve bunları evlere dağıtanlardan biri olmuştur. Aşer ve Avram Salem kardeşler, Fransa'ya kaçarak Jön Türk hareketine destek vermeye devam etmişlerdir. Leon Gatezno da Fransa'da Jön Türkler lehine büyük faaliyetler yapmıştır. Selanik manifatura tüccarlarından olan Tiamo, Selanik'teki Jön Türk grubuna büyük hizmetlerde bulunmuş ve servetini Jön Türklerin emrine vermiştir." (Türkler ve Yahudiler, Avram Galante, sf.94)


Konular

TESLİS (ÜÇLÜ-BİRLİK) İNANCI HAKKINDA BİR SAVUNMA!
Hristiyanların Kuran'a bakışı ve değerlendirmesi bu yazıda!
Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
''Ama Siz Hristiyanlar biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz....'' DİYENLERE!
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Hey gidi Hey... Sizin İncilleriniz de Hz.Muhammed Paraklet olarak geçiyor haberiniz yok!
Bir şey soracağım Özgür; hani yazılarına 1-2 ay ara vermiştin? Bunları babam mı yazıyor?
İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
Hristiyanlar kadına nasıl bakarlar? Ve Hristiyan bir kadın Nasıl yaşar?
Teslisin neresini savunabilirsiniz ki? Bence tamamıyla büyük bir saçmalıktır!
İNCİL’DE KADININ YERİ VE ROLÜ NEDİR? Sadece susun ve konuşmayın mı der?
Vaftiz olmak nedir?
Bu sitede ki, vaftiz tartışmalarına son veriyorum!
Sizinkiler o daha küçücük ''günahsız'' çocukları vaftiz etmiyor mu? Ki ''günahlarından'' arınsın!
Hem bizim Peygamberimiz köleleri özgürleştirdi. Yani bizim dinimiz de, İslamda kölelik olmaz!
''Ama Siz Hristiyan, biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz...'' DİYENLERE!!!
Diyalog İslam'ı Hristiyanlaştırmak için değil, Diğer Mezhepleri KATOLİKLEŞTİRMEK İÇİNDİR!
İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
Müslüman Kardeşler (İhvan'ı Müslimin) Şokta! Mısır'ın en ünlü Din Hocası, Hristiyan oldu!
Sayın Admin, mesajlarımın kasıtlı olarak yayınlanmaması adi Şerefsizliktir!!!
Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
Abdest alır mısınız? Bahsettiğim Hakiki abdesttir!! Hristiyanlıkta Abdest Kavramı hakkında
Gerçekten de Hristiyanlara tuvaleti Müslümanlar mı öğretti? Yoksa birer yalandan mı ibaret!
Hristiyanlığa göre; Adem, Havva, Şeytan ve Elma! Kısaca bir özeti...
Gerçekten de Teslis ile Tevhid inancı hakkında bir bilgin var mı? O zaman tıkla ve öğren!
Kanlı Çağ!
Bak Özgür efendi, Matta ve Luka da İsa'nın soyu farklı anlatılıyor!Sen ise çelişki yok diyorsun!