Zehirli | Konular | Kitaplar

ilim öğrenmek

Fıkıh öğrenmemek iflas alametidir

Fıkıh kelime olarak, İslamiyet’i bilmek, anlamak demektir. İslamiyet’in hükümlerini bilen âlimlere Fakih denir.

Fıkıh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lazım olan işleri bildirir. Fıkıh bilgileri, Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriflerden, icmâ’-ı ümmetten ve kıyâstan meydana gelmektedir. Hadis-i şerifte; (Fıkıh ilmi meclisinde bulunmak, bir senelik ibadetten daha hayırlıdır) buyurulmuştur.

İbni Abidin hazretleri; “Fıkıh âliminin Müslümanlara sağladığı faydanın sevabı, cihâd sevabından çoktur” buyurmuştur.

İmam-ı Mâlik hazretleri; “Fıkıh öğrenmeyip, tasavvufla uğraşan, dinden çıkar. Zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid’at sahibi, yani sapık olur. Her ikisini edinen, hakikate varır” buyurmaktadır. Ebu Bekr-i Verrâk hazretlerinin de böyle buyurduğu kitaplarda yazılıdır.

Fıkhı doğru öğrenen ve tasavvufun zevkini alan, kâmil, olgun insan olur.

Haydi Gençler İlim Öğrenmeye

Ebû Derda (r.a.) anlatıyor:

“Allah Resûlü’nü (s.a.v.) şöyle derken dinledim:

‘Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır.

Melekler, yaptığı işten dolayı duydukları hoşnutluğu belirtmek üzere ilim öğrenenin üzerine kanatlarını gererler. Göktekiler ve sudaki balıklara varıncaya kadar yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ilim öğrenen kimse için mağfiret dilerler.

YAKIN DÖNEM İLİM VE FİKİR ATLASI

EMİN SARAÇ HOCA İLE YAKIN DÖNEM İLİM VE FİKİR ATLASI ÜZERİNE

Gidenlerin yeri doldurulamadı. Bu gün itibariyle ne Mustafa Sabri ne de Ali Haydar Efendi çapında alimimiz var. “Kaht-ı rical” yaşıyoruz. Muhteşem bir mirasa sahibiz fakat, harici ve dahili unsurlar ilimle aramıza kalın duvarlar ördü. Her şeye rağmen yer yer zuhur eden alimler, yeni kuşakları ilmi mirasımızla buluşturan koridor vazifesi görmekteler.

Emin Saraç Hoca, mazi ile günümüz arasında koridor vazifesi gören ya da kudema bezminde ahirde ders okutan alimlerden biri. Fatih Camiinde Osmanlı ulemasından okuduğu şekilde İslami ilimleri okutmaya devam ediyor. Özellikle hadis alanında çok sayıda talebe yetiştirdi.

Daha önce Hoca efendi ile Fatih Camii merkezli bir söyleşi yapmıştık. Aşağıda okuyacağınız söyleşide ise Cumhuriyet döneminin ilk yıllarındaki İstanbul’un ilim ve zikir atlasından İslam coğrafyasındaki modernist akımlara kadar bir çok meseleyi konuştuk.

-İnkişaf-


Hafızlık

İnkişaf: Hocam uygun görürseniz ilk olarak İstanbul öncesi tahsil hayatınızdan başlayalım?

İlk olarak memleketimizde hafızlık yaptık. Biz dört kardeş hafızlığı babamızda ikmal ettik. Doğrusu babamın o zamanki gayreti fevkalade bir hadiseydi. O günkü şartlarda jandarmaların baskısı vardı. Babamı kaç defa alıp götürmüşlerdi.

İSLÂMİYETİ DOĞRU ÖĞRENMENİN YOLU

Türk milleti, yeni ihtida etmiş bir millet değildir. O en az bin yıldan beri İslâm ile müşerref olmuştur. İslâmiyeti en doğru tarzda anlayan, yaşayan ve söz sahibi olan bir millettir. Bağrından İmâm-ı Azamları, İmâm-ı Mâtûridileri, İmâm-ı Gazâli’leri, İmâm-ı Birgivileri, İbni Kemâl’leri, Mollla Fenari’leri Ebu suud Efendiler gibi daha nice din âlimlerini Mevlâna Celâleddin-i Rûmî, Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli Yunus Emre gibi nice tasavvuf büyüklerini yetiştiren Türk milleti büyük ve tarihi bir kitaplığa ve «bid’âtsız» bir din kültürüne sahiptir. İslâm dünyasının bütün kaynakları en sağlam belgeleri ile elimizdedir.

İLİM ÖĞRENME METODU

Okuyucularımızdan çeşitli mektuplar alıyoruz. Hangi kitapları okuyalım? Hangi âlimleri tavsiye edersiniz? Hangi eserler zararlıdır? Suallerle karşılaşıyoruz. Sırf para kazanmak gayesiyla kitaplar yazılıyor. çeşitli sapık fırkaların inançları sinsi bir şekilde, yaldızlı kelimelerle kamufle edilerek ortaya sürülüyor. Müslümanların kimi bilgisizliğinden, kimi gaflietinden, ki mi de sapıklığından bu kitapların piyasada barınmasına sebep oluyorlar. Komünist ve ehl-i sünnet düşmanı kitapları satmak, içki satmaktan daha şiddetli haram olduğu halde, müslüman kitapçılar biz satmazsak öbürü satacak gibi basit bir gerekçeyle her çeşit kitabı, her çeşit gazeteyi sergilemekten çekinmiyorlar.