Dinler | Konular | Kitaplar

Hz. İsa

Hazret-i İsa ve Yılbaşı

"Hıristiyanlar, Hazret-i İsa'nın yılbaşında geleceğine inandıkları için mi yılbaşını kutluyorlar?"

Hıristiyanların, Hazret-i İsa'nın yılbaşında geleceğine dair bir inanışları yoktur. Onlar Hazret-i İsa'nın çarmıhtan öldüğüne inanırlar. (İnsanları günahtan kurtarmak için Tanrı, oğlu İsa'yı öldürdü) derler. Bazen İsa aleyhisselam için (Oğul Allah) bazen de (Tanrı üçtür. Üç tanrı birdir) derler. Bu saçmalıklar da İncillerde yapılan tahrifattan ileri gelmektedir. Hıristiyanların eğlenceleri, Noel Baba dedikleri hayali varlık içindir.

Kur'an-ı kerimde, Nisa suresinin 157 ve 158. âyet-i kerimelerinde, İsa aleyhisselamın öldürülmediği, öldürülen [Çarmıha gerilen] kimsenin başka birisi olduğu, İsa aleyhisselamın göğe kaldırıldığı bildirilmektedir. Al-i İmran suresinin 54. ve 55. âyetleriyle, başka surelerde de bu hususta bilgi vardır. İsa aleyhisselam, Hazret-i Mehdi [ve Deccal] zamanında gökten inecektir. (Mektubat-ı Rabbani c.2, m.67)

Hıristiyanlara Göre Hz. İsa

Hemen tüm hıristiyanlara göre İsa, Tanrı’dır, Tanrı’nın oğludur. Bunun yanında İsa, İncillere göre aynı zamanda peygamberdir de. “Ve kalabalıklar: Galile’nin Nâsıra şehrinden İsa peygamber budur, dediler.” (Matta, 21/11). Hz. İsa’nın bir mûcizesi anlatılırken Luka İncili’nde şunları görüyoruz: “Herkesi korku aldı ve aramızda büyük bir peygamber çıktı ve Allah kendi kavmini ziyaret etti, diyerek Allah’a hamdediyorlardı.” (Luka, 7/16). “Bir kimse, aynı zamanda hem tanrı, hem de peygamber nasıl olur?” demeyin. “Akıl ve mantığı bırakmadan hıristiyanlık anlışılmaz” der papazlar. Hem yaratılmış, ölümlü âciz ve muhtaç bir insan; hem de herşeye kudreti yeten bir tanrı nasıl olunuyorsa o da öyle oluyor.

Hz. İsa (a.s.)

Ülü’l azm, yani kendilerine kitap verilmiş büyük peygamberlerden biri olan Hz. İsa, batılı tarihçilere göre, yanlış olarak kendi doğum yılı kabul edilen “milât”tan dört veya beş sene kadar önce dünyaya gelmiştir. Bazı araştırmacılara göre ise milâttan 3 yıl sonra doğduğu kabul edilir. Kudüs yakınlarındaki Nâsıra’da dünyaya gelmiştir. Kur’an’a göre Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem’dir. İmran’ın kızı Hz. Meryem, Beytü’l Makdis’te (Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ) zikir ve ibadetle hayatını geçiriyordu. Allah, ona Cebrail’i bir beşer suretiyle gönderdi. Cebrâil, ona bir oğlan çocuk bağışlaması için Allah tarafından gönderilen bir elçi olduğunu söyledi. Hz. Meryem’in, kendisine bir insan eli değmediği ve iffetsiz olmadığı halde nasıl çocuğu olabileceğini hayretle sorduğunda melek, bunun Allah için kolay olduğunu ve insanlara bir delil, bir mûcize olsun diye Allah’ın böyle hükmettiğini bildirdi. Çocuk doğunca kavmindeki bazı insanlar onu ayıplayacak oldu. Hz. Meryem, bebeğe işaret etti.

Hz. İsa’yı ve Annesi Meryem’i İlâh Edindiler

Hıristiyan mezhepleri ve grupları arasında, Hz. Meryem’i tanrı olarak kabul edenler de vardır. Hz. İsa’yı tanrı kabul edenler, Hz. Meryem’i de tanrının annesi kabul etmekle onu da tanrı derecesine yükseltmiş oldular.

“Allah: ‘Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara: ‘beni ve anamı, Allah’tan başka iki ilâh/tanrı edinin’ diye sen mi dedin?’ diye buyurduğu zaman o, şöyle dedi: ‘Hâşâ! Seni tenzih ederim, Sen yücesin; Hakkım olmayan, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, şüphesiz Sen bunu bilirsin. Benim içimdekini Sen bilirsin; ben Senin zâtında olanı bilmem. Gaybları/gizlilikleri eksiksiz bilen yalnız Sensin, Sen! Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim: ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibâdet/kulluk edin’ dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine şâhid/kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız Sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin, şâhidsin.” (5/Mâide, 116-117)

İNCİL

Allah tarafından Hz. İsa'ya gönderilen; Tevrat'ın aslını doğrulayan Kur'an-ı Kerîm tarafından tasdik edilen ve bir anlamı da "yol gösterici, aydınlatıcı" olan (el-Maide, 5/46-48), dört büyük kitaptan birisi. Yunanca "Evangelion"; iyi haber, müjde demektir. Esas itibariyle Hz. İsa'nın hayatını, mucize ve faaliyetlerini, söylediği hikmetli sözleri, tebliğ etmiş olduğu şeriat hakkındaki peygamberane hakikatları anlatmak için kullanılmıştır. Bu kelime ile ilk hristiyanlar; İsa'nın insanlara bildirisini, onları kötülük ve günahtan kurtarmağa ve selamete götürmeğe geldiğine dair vaadini anlatmış ve adlandırmışlardı. Hz. İsa da onu; "Tanrı'nın Krallığı'nın müjdesini (iyi haberini) duyurma" olarak tanımlar (Kitâb-ı Mukaddes, Matta, I, 1, 14; S.C.F.Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London, 1970, s. 310; Anne Merie Sechimmel, Dinler Tarihine Giriş Ankara 1955, s. 210).

Hıristiyanlık

Hıristiyanlık, bugünkü dünya coğrafyasının hemen her bölgesinde mensubu bulunan, temelde vahiy ve mukaddes kitap ile tektanrıcılığa dayanan bir dindir. (1)