Dinler | Konular | Kitaplar

Marx ve Engels'in Takipçilerinin Darwin Hayranlığı

Marx ve Engels'in, milyonlarca insanın ölümüne, yüz milyonlarcasının acı, korku, dehşet içinde yaşamasına neden olan takipçileri de, evrim teorisini büyük bir coşku ve ilgi ile benimsemişlerdi.

John N. Moore, Marx ve Engels'in fikirlerini Rusya üzerinde tatbik eden Sovyet liderlerin evrime olan bağlılıklarını şöyle dile getirmektedir:

SSCB'nin liderlerinin düşüncelerinin kökleri çok derin evrimci bir bakış açısına dayanmaktadır.84

Marx'ın hayal ettiği komünist devrim projesini hayata geçiren kişi, Lenin'di. Rusya'daki komünist Bolşevik hareketinin lideri olan Lenin, ülkedeki Çar rejimini silah zoruyla yıkmayı amaçlıyordu. I. Dünya Savaşı'nın karmaşası, Bolşeviklere aradıkları fırsatı verdi. Lenin'in önderliğindeki komünistler Ekim 1917'de iktidarı silah zoruyla ele geçirdiler. Rusya, devrimin ardından komünistler ve Çar yanlıları arasında geçen üç yıllık kanlı bir iç savaşa sahne oldu.

Lenin de diğer komünist liderler gibi Darwin'in teorisinin, savunduğu diyalektik materyalist felsefenin temel dayanağı olduğunu sık sık vurguluyordu. Bir sözünde Darwinizm'e bakış açısını şöyle ifade etmişti:

Darwin, hayvan ve bitki türlerinin birbirleriyle ilgisi olmadığı, onları Allah'ın yarattığı ve bu yüzden değişmez oldukları inancına son vermiştir.85

Bolşevik devriminin Lenin'den sonraki en büyük mimarı sayılan Trotsky de yine Darwinizm'e büyük önem veriyordu. Darwin'e olan hayranlığını şu sözlerle ifade etmişti:

Darwin'in buluşu, tüm organik madde alanında diyalektiğin en büyük zaferi oldu.86

Lenin'in 1924'de ölümünün ardından, Komünist Parti'nin başına dünyanın en kanlı diktatörü sayılan Stalin geçti. Stalin 30 yıl süren iktidarı boyunca, adeta komünizmin ne denli acımasız bir sistem olduğunu ispatlamaya çalışacaktı.

Stalin'in ilk önemli icraatı, Rusya nüfusunun yüzde 80'ini oluşturan köylülerin tarlalarına devlet adına el koymak oldu. "Kollektivizasyon" adı verilen ve özel mülkiyeti yok etmeye yönelik bu politika gereği, Rus köylülerinin bütün mahsulü silahlı görevliler tarafından toplandı. Bunun sonucunda, korkunç bir açlık başgösterdi. Yiyecek hiçbir şey bulamayan milyonlarca kadın, çocuk ve yaşlı açlıktan kıvranarak yaşamını yitirdi. Sadece Kafkasya'daki ölü sayısı 1 milyondu.

Stalin, bu politikasına direnmeye çalışan yüzbinlerce insanı ise, Sibirya'nın korkunç çalışma kamplarına yolladı. Tutsakların çok ağır şartlarda ölesiye çalıştırıldıkları bu kamplar, bu insanların çoğuna mezar oldu. Öte yandan on binlerce insan, Stalin'in gizli polisi tarafından idam edildi. Aralarında Kırım ve Türkistan Türkleri'nin de bulunduğu milyonlar, Rusya'nın uzak köşelerine zorla göç ettirildi.

Stalin, tüm bu kanlı politikaları sonucunda yaklaşık 20 milyon insanı katletti. Tarihçilerin bildirdiğine göre, bu vahşetten özel bir zevk duyuyordu. Kremlin'deki çalışma masasına oturup, toplama kamplarında öldürülen ya da idam edilen insanların sayılarını içeren listeleri incelemekten büyük keyif alıyordu.

Stalin'i bu denli acımasız bir katil haline getiren etken, kişisel psikolojik durumunun yanısıra, inandığı materyalist felsefeydi. Bu felsefenin en temel dayanağı ise, Stalin'in kendi yorumuyla, Darwin'in evrim teorisiydi. Darwin'in fikirlerine verdiği önemi şöyle açıklıyordu:

Genç nesillere� üç şeyi öğretmeliyiz: Dünyanın yaşını, jeolojik orijinini ve Darwin'in öğretilerini.87

Stalin henüz hayatteyken yayınlanan Landmarks in the Life of Stalin (Stalin'in Hayatındaki Dönüm Noktaları) isimli kitapta, Stalin'in nasıl ateist olduğu yakın bir çocukluk arkadaşı tarafından şöyle anlatılıyordu:

Çok erken yaşlarda, henüz Hıristiyan kilisesinde bir öğrenci iken yoldaş Stalin eleştirel bir mantık ve devrimci bir duygu geliştirdi. Darwin'i okumaya başladı ve bir ateist oldu.88

Stalin'in gençlik arkadaşı G. Glurdjidze ise, Stalin'in artık Allah'a inanmadığını ve bunun nedeni olarak da kendisine Darwin'in kitabını gösterdiğini, okuması için kendisine de baskı yaptığını aktarır.89

Stalin'in evrim teorisine körü körüne bağlılığının önemli bir göstergesi ise, yönetime geldiği dönemde Sovyet eğitim sisteminin Mendel'in genetik kanunlarını reddetmesiydi. 20. yüzyılın başından itibaren bütün bilim dünyası tarafından kabul edilen bu kanunlar, Lamarck'ın ortaya attığı "kazanılmış özelliklerin sonraki nesillere aktarılması" iddiasını geçersiz kılıyordu. Bunun evrim teorisine karşı büyük bir darbe ve aynı zamanda büyük bir tehlike olduğunu gören Lysenko adlı Rus bilim adamı, düşüncelerini Stalin'e açtı. Lysenko'nun fikirlerinden etkilenen Stalin onu resmi bilim kurumlarının başına getirdi ve evrime darbe vuran genetik bilimi, Stalin'in ölümüne kadar Sovyetler Birliği'nin hiçbir bilim kurumunda ya da okulunda kabul görmedi.

Stalin dönemindeki Sovyetler Birliği, bir anda milyonlarca insan için, hayatının her an tehlikede olduğu, hiçbir suçu olmadığı halde her an alınıp götürülebileceği, görülmemiş eziyetler görebileceği bir kaos ortamına dönmüştür. Sadece komünizm değil, aynı zamanda faşizm tarihi de bu tür tavırlarla doludur.

Lenin, Stalin, Mao, Hitler, Mussolini gibi kanlı liderlerin ve savundukları ideolojilerin hepsinin aynı kaynaktan beslendikleri, her birine vahşet ve acımasızlığın aynı kaynak tarafından meşru ve tek yol olarak gösterildiği son derece açık ve kesin bir gerçektir. Kısacası söz konusu kişilerin arkasında başka bir suçlu daha vardır. Bu dengesiz ve insanlıktan uzak liderlerin peşlerinden milyonları sürükleyerek onlara suç işlettirebilmelerinin nedeni, materyalist felsefenin ve Darwinizm'in onlara verdiği göstermelik "bilimsel" güç ve destektir.


Konular

TESLİS (ÜÇLÜ-BİRLİK) İNANCI HAKKINDA BİR SAVUNMA!
Hristiyanların Kuran'a bakışı ve değerlendirmesi bu yazıda!
Müslümanlara Sorumuz: Barnabas/Barnaba Yalanına daha ne kadar sarılacaksınız?
''Ama Siz Hristiyanlar biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz....'' DİYENLERE!
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Siz Hristiyanlar neden Pazar günü ibadet edersiniz?
Hey gidi Hey... Sizin İncilleriniz de Hz.Muhammed Paraklet olarak geçiyor haberiniz yok!
Bir şey soracağım Özgür; hani yazılarına 1-2 ay ara vermiştin? Bunları babam mı yazıyor?
İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
Hristiyanlar kadına nasıl bakarlar? Ve Hristiyan bir kadın Nasıl yaşar?
Teslisin neresini savunabilirsiniz ki? Bence tamamıyla büyük bir saçmalıktır!
İNCİL’DE KADININ YERİ VE ROLÜ NEDİR? Sadece susun ve konuşmayın mı der?
Vaftiz olmak nedir?
Bu sitede ki, vaftiz tartışmalarına son veriyorum!
Sizinkiler o daha küçücük ''günahsız'' çocukları vaftiz etmiyor mu? Ki ''günahlarından'' arınsın!
Hem bizim Peygamberimiz köleleri özgürleştirdi. Yani bizim dinimiz de, İslamda kölelik olmaz!
''Ama Siz Hristiyan, biz Müslümanları birer caniymiş gibi gösteriyorsunuz...'' DİYENLERE!!!
Diyalog İslam'ı Hristiyanlaştırmak için değil, Diğer Mezhepleri KATOLİKLEŞTİRMEK İÇİNDİR!
İncilleriniz de ''Kadınlar sussun! Onlara Konuşmalarına izin yoktur'' demiyor mu Kafirler!
Müslüman Kardeşler (İhvan'ı Müslimin) Şokta! Mısır'ın en ünlü Din Hocası, Hristiyan oldu!
Sayın Admin, mesajlarımın kasıtlı olarak yayınlanmaması adi Şerefsizliktir!!!
Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
Bir Hristiyan nasıl ''Tövbe'' eder? Yada Hristiyanlıkta tövbe var mıdır? Ve nedir?
Abdest alır mısınız? Bahsettiğim Hakiki abdesttir!! Hristiyanlıkta Abdest Kavramı hakkında
Gerçekten de Hristiyanlara tuvaleti Müslümanlar mı öğretti? Yoksa birer yalandan mı ibaret!
Hristiyanlığa göre; Adem, Havva, Şeytan ve Elma! Kısaca bir özeti...
Gerçekten de Teslis ile Tevhid inancı hakkında bir bilgin var mı? O zaman tıkla ve öğren!
Kanlı Çağ!
Bak Özgür efendi, Matta ve Luka da İsa'nın soyu farklı anlatılıyor!Sen ise çelişki yok diyorsun!